Araç değer kaybı, trafik kazası neticesinde, araçta meydana gelen hasar nedeniyle aracın ikinci el piyasa değerinde meydana gelen eksilmeyi ifade etmektedir.
Hasar gören parçaların kazadan sonra tamir edilmesi, aracın kazalı olduğu TRAMER kayıtlarına işlendiğinden, ikinci el piyasasında meydana gelen değer kaybının önüne geçemeyecek olup, aracın tamir edilmesi değer kaybı talep edilmesine engel teşkil etmemektedir.
Kazalı araçta meydana gelen değer kaybı; aracın yaşı, markası, modeli, kilometresi, hasarın boyutu ve niteliği, piyasa değeri gibi hususlara bağlı olarak değişkenlik arz etmektedir.
Değer kaybı talep edebilmek için;
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine istinaden kusurlu tarafın trafik sigortası uğranılan zarardan veya bedelden sorumludur.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi hükmü gereği, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi de zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olan tarafından değer kaybı tazminatı talep etme hakkı mevcut değil ise de, kısmi kusur hali tazminat talebine engel teşkil etmemektedir. Bu halde kusur oranı da dikkate alınarak bu oranda tazminat miktarı belirlenmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 14.04.2016 tarihinde meydana gelen değişiklikle, dava yoluna gitmeden evvel sigortaya başvuru mecburiyeti getirilmiştir. İlgili madde;
“Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü sevk etmektedir.
Bu halde sigortaya müracaat edilmesi, akabinde sigortanın en geç 15 gün içerisinde başvuruyu reddetmesi veya aynı süre içerisinde başvuruyu cevaplamaması, dava veya tahkim yoluna başvurunun ön şartıdır.
Sigorta Tahkim yolu, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların dava yoluna göre çok daha kısa süre içerisinde sonuçlanmasını sağlayan alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Bu süre ancak tarafların açık ve yazılı muvafakatleriyle uzatılabilir.
Tahkim Komisyonuna gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir.
Mahkemeye ve TKHK hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılması mümkün değildir.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen ve uyuşmazlık tutarı 5.000.00 TL’ye kadar olan kararlar kesindir. Uyuşmazlık tutarı 5.000,00 TL ve üzerinde olan başvurularda hakem kararının ilgiliye bildirimden itibaren en geç 10 gün içinde Komisyona yapılması gerekmektedir. Komisyon kararlarına yapılan itirazlar iki ay içerinde karara bağlanmaktadır. Uyuşmazlık tutarı 40.000TL’ye kadar olan başvurulara ilişkin yapılan itiraz üzerine verilen kararlar kesindir. 40.000 TL’nin üzerindeki kararlar taraflarca temyiz edilebilir.
Sigorta başvurusunun 15 gün içerisinde cevaplanmaması yahut başvurunun reddi akabinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulmaması halinde zararın tazmini için genel mahkemelerde dava açılması gerekmektedir.
Sigorta şirketine karşı yöneltilecek davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olup, zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olan işleten, araç sahibi ya da sürücü aleyhine yöneltilecek davalarda bahse konu kişilerin tacir sıfatını taşımaması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Araçta meydana gelen hasar nedeniyle, araç değer kaybı tazminatının yanı sıra, kazanç kaybı tazminatı ya da hasarlı aracın kullanılamadığı müddette tahsis edilmek durumunda kalınan bir başka araç için ödenen bedeller nedeniyle uğranılan zararın tazmini gibi birçok zarar kaleminin tazmini de talep edilebilir.
Trafik kazası sonrasında araçta meydana gelen hasar nedeniyle uğranılan zararların tazmini için doğru zamanda, doğru merciye, doğru taleplerle başvurarak hak kaybına uğramamak adına sürecin mutlaka profesyonel bir hukuk kadrosu ile yürütülmesi tavsiye edilmektedir.
Araç değer kaybı tazminatı, haksız fiil sorumluluğuna dayanmakta olup, buna ilişkin talep ve davalar da haksız fiile ilişkin genel zamanaşımı süresine tabidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında bilgilendirme için tıklayınız.